29 Kasım 2010 Pazartesi

Isini Severek Yapinca !

Bazi insanlar vardir, islerini oylesine severek, askla yaparlar ki , kendinizi guvenle teslim edersiniz .Sizinle hep o ilgilensin istersiniz. Bayilirim oyle insanlara. Sevdikleri isleri yaptiklari ve basarili olduklari icin ne kadar sansli olduklarini dusunur, imrenirim.

El Bakimi ile ilgili verdigi pratik bilgiler baska bir yazi konusu onlarida en kisa zamanda size iletecegim. Soz !

Nezaket Hanim da benim icin bu kisilerden biri. Adi gibi nazik ,gozlerinin ici ile guluyor. Esi ve kendisine ait Kuafor MN 'de manikur-pedikur, makyaj, agda ve cilt bakimi yapiyor. Iki yaz once Amerika'ya donmeden once benim manikurumu oyle guzel yapti ki yapti , ellerimi taniyamamistim. Yurda dondukten sonra da, onlarin salonlarina gitmeye basladim. En son gidisimde laf arasinda, bana cok ilginc gelen, bu ise baslama hikayesini duyunca, iyice detaylarini ogrenmek icin kendisine ilk “roportaj “ teklifimde bulundum. Guler yuzuyle sevinerek kabul etti, sagolsun, varolsun!

*****

Salonlarini esi Mustafa Bey ile beraber kurmuslar ve 15 yili askin suredir isletiyorlar . O manikur-pedikur, makyaj ve agda konularinda diplomali bir uzman. Konusunda ogretmenlik yapabilir olduguna dair , uzmanlik belgesi var. Egitimci yonunu simdilik, salonlarinda calisan genclere yardimci olmada kullaniyor.

*****

Bu meslege 27 yasindan sonra girmis. Pekcok bayan manikurcu o yasta, meslegini birakir ve evlenir, calisma hayatindan cekilir. Ama O , kucugu henuz emme yasinda olan iki cocuguna ragmen bu ise baslamis.

-Benim icin imkansizi basarmak gibiydi -diyor.Hicbir isi, meslegi yokken , acaba yapabilir miyim, ogrenebilir miyim, diyerek cikmis yola.

-Eger basarirsam biliyorum bir seyler olacak, hayatimiz degisecek. Cunku esime guveniyorum , o bu isleri biliyor,benim de yapabilecegime guveniyor.

Mustafa Bey de o donemde esine cok buyuk destek veriyor. Surekli onun aslinda ne kadar yetenekli oldugunu, insan iliskilerinde ne kadar sicak ,yapici oldugunu hatirlatiyor karisina . Sohbetimizin bu noktasinda o da katiliyor bize .

-Ona devamli , sen istersen ogrenirsin, cok yeteneklisin, gercekten arzu eden insan basarir diye telkinde bulundum-diyor Mustafa Bey.

Isi ogrenmesi, izlemesi icinde Levent'te salonu olan guvendigi bir kuafor arkadasina yonlendiriyor esini.

-Cocuklarimi duzenli birakabilecegim bir yakinim yoktu . Ama hafta da iki gun ,bir kac saatligine bile olsa bir bayan arkadasimi ayarladim ve cocuklari biraktim. Tanidik kuafor arkadasimizin dukkanina giderek, gozlem yaparak bu meslegi ogrenmeye basladim. Cunku baska carem yoktu , onumdeki tek firsat buydu – diye anlatiyor o gunleri Nezaket Hanim guler yuzuyle.

O sirada esi Mustafa Bey de kendisine ait yeni bir dukkan acma dusuncesindeymis. Eski ortagi ile aralarinda cikan bazi maddi ve manevi anlasmazliklar, son bir olayla su yuzune cikinca iplerini koparmis. Zaten hep kendilerine ait bir salonlarinin olasi hayalini kurarlarmis. Sadece emegine, zanaatine ve hirsina guvenen genc kuafor artik kendi gelecegini kurmak istemis.

Ortagiyla ilisigini kesmis, ayni gun kendisine cok seven site emlakcisindan yakindaki bos bir dukkanin anahtarini almis . Icinde henuz su baglantisi, aynasi bile olmayan bos dukkana tek bir sandalye atarak koyulmus ise.

-Bir cantam vardi, icinde sadece fon makinesi, tarak ve makas bulunuyordu. Ilk gunlerde bu sartlarda calistim. Beni seven eski musterilerim ayrildigimi duyunca, sagolsunlar, o sartlarda bile beni bulup , gelmeye basladilar. Tabi ilk firssatta cok dar imkanlarla ile dukkani toparladik - diye anlatiyor Mustafa Bey .

Manikuru ogrenmeye baslayan Nezaket Hanim, iste bu dukkanda isbasi yapmis.

-Ilk musterisinin ellerini paramparca etti -diyerek sevgiyle esine takiliyor Mustafa Bey.

-Ama tabi cok nazimizin gectigi, super anlayisli bir musterimizdi kendisi .

-Manikurunuzu yapmama izin verdiginiz icin cok tesekkur ederim – demis mahcup bir sekilde Nezaket Hanim ilk mesterisine .

-O gunler her acidan cok zor gunlerdi. Iki kucuk cocuk, ev ve en onemlisi yeni baslayan dukkanimiz . Ama belliydi ki bensiz bu is olamayacakti. Esime destek olmam gerekiyordu, daha eleman bile alamiyorduk .

-Icimde de vardi herhalde- diyor ayni hevesle Nezaket Hanim.

- Meslegim olsun istiyordum, ogrenmek istiyordum, calismak istiyordum. Sadece maddiyat degil. Eminim calismasam su andaki ben olamazdim. Buraya cok farkli kesimlerden cok degerli insanlar geliyor. Ogretmeni, bankacisi, profesoru , tecrubeli anneler ve daha bir cok meslekten insanlar. Burasi olmasa nasil ve nerede tanisirdim onlarla ? Herbirinden bir seyler ogreniyorum, o bilgiler beni gunden gune gelistiriyor.

-15 yildir devamli gelen musterilerimiz var, sagolsunlar bize destek oldular.

-Cocuklarimi daha farkli bir bakisla yetistirdim. Cok iyi okuyorlar, spor yapiyorlar. Calismasaydim, ,bunlari maddi manevi nasil basarirdim. En onemlisi hayatim cok renksiz olurdu eminim, kendime simdiki gibi asla guvenemezdim.

****

O sirada halen Gultepe'deki eski evlerinde oturmaktaydilar. Dukkanin acilisindan 3-4 ay sonra tum imkanlarini zorlayarak simdiki oturduklari apartmana dort kat fazla kirayi vermeye goze alarak tasinmaya karar verirler. Is ve ev yakinliginin avantajlarini ince ince hesaplamislar. Daha erken dukkani acabilecek ve gec saatlere kadar calisabileceklerdir, Cocuklarida da yakinlarinda olacaklardi. Coluk cocuk daha rahat edecekleri yeni evleri ve site kosullari onlari onlari cok mutlu eder. Hayalleri yavas yavas gerceklesmeye baslamistir.

-Ama tabi hicbirsey kolay olmuyor -diyor Nezaket Hanim.

-Yeni sartlarda calismak hala cok zordu. O zamanlar henuz 15 yasinda olan kizkardesim cocuklar icin ancak arada bir gelebiliyordu. Baska yakinimiz , destek cikacak kimsemizde yanimizda yoktu. Cocuklar evde cadir kurarak oyun oynuyorlardi. Buyuk kizimin yasi 10 civarindayken ancak yalniz birakabiliyordum onlari.

-Bazen sabahtan aksama kadar cocuklar dogru durust bir sey yemeden gunlerini gecirirlermis. Is yogunlugundan ben farkedemezdim bile- diye anlatiyor o gunleri buruk bir sekilde.

-Cocuklari yuvaya verdik ama de arada tabi hasta olurlardi. O zaman caresiz musterilerimi eve cagirirdim, sagolsunlar kirmaz gelirlerdi.

-Daha baska zorluklarda olurdu ama hic vazgecmeyi dusunmedim.

-Calisirken kendi kendime gozlemleyip, sonrasinda cozumunu de kendim buldugum bir suru sorun yasadim. Bana kimse bu denli detay bilgiler vermedi veremezdi. Arastirarak, sorarak, okuyarak, anlayarak kendimi gunden gune gelistirdim. Her firsati degerlendirdim.

Musterilerimiz Cok Cesitli

-Tabi farkli farkli ozellikte musterilerimiz de var. Biz de onlarin Farkli yonlerini bilip ona gore davraniriz, asla saygimizi elden birakmayiz. Yillardir bize gelip de halen daha sizli bizli konustugumuz musterilerimiz de var. Bizi cok severek gelen musterilerimiz var sagolsunlar.

-Ama her kosulda , musterilerimizi elimizden geldigince memnun etmeye calisiriz.

Insanlara Samimi Davranmayi Severim

-Buraya gelen butun musterilerimize saygi gosteririz. Sahsen ben ,bazen mesafeli olan musterilerimize hosgeldiniz der hatirini sorar cekilirim. Ama samimi davranmayi tercih ederim , neysem oyumdur. Insanlari mutlu etmegi, isteklerini yerine getirmeyi cok onemserim.

-Bu maddiyatle ilgili degil, ellerini guzel gorsun, kasinin iyi alinmasindan oturu kendini guzel hissetsin isterim. Maddiyat ikinci plandadir, o zaten kasada olan bir sey, beni ilgilendirmiyor.

-Insanlarin buradan mutlu cikmasi benim icin onemlidir. Normalde bana gelen bir kisi artik gelmiyorlarsa, ararim neden gelmediklerini sorarim. Sorun varsa mutlaka ogrenmek isterim. Cunku ben en iyi hizmeti verdigime inaniyorum, aksayan nedir bilmem gerekir.

-Bu siteden tasinan, ama hala bize gelen musterilerimiz vardir. Bu beni cok mutlu eder.

Hamilelik Sonrasinda Iki Bucuk Yil Ara Verdim

-Son hamileligim sirasinda ara verdim ama isimizin bundan zarar gordugunu farkedince donmeyi tercih ettim. Ben olmadigim sirada, bazi bosluklar olusunca isin takibi zorlasti. Isimiz elden gidiyor gibi geldi. Anladim ki ,isin icinde , hatta basinda olmayinca bazi beklenen veya beklenmeyen sorunlar cikabiliyor.

-Beyler tek baslarinayken bazen bazi seyleri,onemsemeyip, atlayabiliyorlar. Bu iste surekli takip lazim. Calisanlarin disiplini ,salonun temizligi , her turlu duzeni ve en onemlisi musteri iliskilerinde hassasiyet cok onemli.

Salonumuzda Hijyene Cok Onem Veririz

-Salonumuzda hijyen cok onemlidir. Kullandigimiz havlular sadece tek seferliktir. Yikama ve kurutma sonrasi tekrar kullanmayiz, Baska sekilde elemanlarimiz temizlik bezi olarak filan kullanirlar.

-Her malzeme ayri yontemlerle dezenfekte edilir. Firca ve taraklar icin ozel kimyasallar kullanilir.

-Manikur pedikur aletlerinin zaten ozel makinesi var. Her kullanim sonrasi dezenfekte olmalari sart.

*****

Bu is sadece sevgi , saygi ve cok calismayla basarilir. Ben ve esim burada musterilerimize bunu verebildigimize cok inaniyoruz.

*****

Nezaket KILIC

MN GUZELLIK SALONU

Gazeteciler Sitesi B2 Blok No: 3/4 Maslak -Istanbul

Tel: 0.212. 276 68 21



11 Kasım 2010 Perşembe

MANDALINAYI KIM SEVMEZ ?



Sonbahar mevsimi geldiginde parlak rengi, mis kokusu ile tezgahlarda yerini alir. Herhangi bir mekana girdiginizde ,eger orada mandalin yenmisse derhal mis kokusu kendini belli eder ve canininiz ister.
Sabah sabah bir mandalin yemek istedim , soyarken kabugu uzerindeki minik yuvarlak etiket ve ince kagit ambalaji dikkatimi cekti. Zevkle mandalinimi yedim ,etiketi incelemeye basladim.Yuvarlak kagit etikette" kalite kontrolu yapilmistir" yaziyordu. Ortada "O" rakami vardi ve ucretsiz tuketici hatti telefon numarasi verilmisti. Mesleki olarak ayni zamanda bir tekstil kalite kontrolcusu oldugum icin herhalde , merak ettim. Acaba bu mandalinanin nelerini kontrol ediyorlarmis ? Usenmedim numarayi aradim, sade bir vatandas olarak kendimi tanittim. Beni bekletmeden Gida Kontrol Sorumlusu Sn. Tansel Urganci'ya aktardilar.

Lezzetli mandalinamin firmasinin adi "Ucak Kardesler A.S. Seferihisar- Izmir' de faaliyet gosteriyorlar . Firma olarak, farkli ureticilerden aldiklari cesitli tarim urunlerinin - sadece mandalina degil- kalite kontrollerini ,ISO 9001 Yonetim Sistemi, ISO 22000 Gida Guvenligi ve Global Gap Sistemleri kapsamlarinda yapiyorlar. Iyi Tarim diye tanimlanan sistemin icinde faaliyet gosteriyorlar. Sayin Tansel Urganci' nin verdigi bilgiye gore, yapilan testler fiziksel ve kimyasal olara iki gruba ayriliyor. Fiziksel olarak goruntu- buyukluk , kimyasal olarak ise icermekte olduklari tarim ilaclari , gubre ve hormon seviyeleri kontrol ediliyor. Hedef sistemin izin verdigi sinirlari asmamak ve urunlerin sadece belirlenen sinirlarda tuketiciye sunulmasi. Eger Kalite Konrol Test sonuclari Tarim bakanliginin belirledigi sinirlar icinde degilde , uzerinde cikarsa o partileri imha ediyorlar.

Mandalina fiziki ozellikleri itibari ile sadece sezonunda uretilen ve tuketilebilen bir meyve . Soguk hava depolarinda saklanarak , mevsimi disi bir donemde tuketime sunulamiyor. Kabugu ile meyvesi arasindaki bosluklu ,gevsek yapi bunu onluyor cunku . Ama Portakal ve limonda bu mumkun , yazinda limon yiyebiliyoruz degil mi ? Iste benim icin mandalinin cekici yapan seylerde zaten bunlar. Ozlemle mevsimini bekle ama zamani gelince de 2,3 ,4 artik ne kadar istersen doyuncaya kadarda kolayca soy ve ye!

Aslinda konunun ozu bana gore sudur:
*Artik babadan kalma usullerle tarim yapilmiyor.
*Tam olarak titizlikle uygulandigina inanmak ,guvenmek istedigimiz Tarim Bakanliginca belirlenen veya takip edilen dunya genelinde aranan ve kabul goren kontrol sistemleri var.

Bilincli tuketiciler olarak bize dusen, mumkun oldugunca ne yedigimizin farkinda olmaktir. Zaten hayat zor ve pahalli , zaten pek cogumuz gorece kisitli imkanlarla hayatimizi surdurmeye calisiyoruz .Biz ne yedigimizin farkinda olmaya calisirsak , ureticiler de bir yerde zorunlu olarak kurallara uyacaktir.
Bu bir zaman , egitim meselesi...
Bak simdi , canim bir tane daha mandalina istedi ...



Ucak Kardesler A.S.
http://www.ucakkardesler.com.tr

8 Kasım 2010 Pazartesi

Islerini Iyi Yapan Insanlar


Adamlar neredeyse hic konusmuyorlar. Aralarindaki konusmalarda sadece kisa kisa cumleler dokuluyor agizlarindan. "Su numarali fircayi ver, bu koseyi bir daha gecelim ya da bana yonelik olarak " cay varsa iceriz abla " gibi. Annem bile hayran oldu boyacilarimizin calisma disiplinine.
****
Onlarda karar kilincaya kadar 3 ayri boyaci ile gorustuk. Bir onceki boya badanada basimiza gelenden sonra neredeyse sinav acacaktik adaylara. Bizimde o donemdeki bilgisizligimiz ve onlara yersiz guvenimizden istifade eden "bir onceki boyacilar", saten boyali duvarlara donusum astari atmadan su bazli silikon boyalari surup basimiza dert acmislar, bizi tum meslek erbabina supheyle bakar hale getirdiler. Kolay degil ,inanin en kucuk bir darbede zar kibi soyulan duvarlar zamanla neredeyde harita gorunumune burunduler.
****
Bu nedenle gelen ustalara once sorunlu alanlari gosteriyor ve cozum olarak ne onerdiklerini hafif kuskulu bir edayla soruyorduk. Verecekleri yanitlarin gercekci , makul sureyi kapsayacak sekilde olmasiyiydi onemli olan. Isin maliyet kismi en sonunda geliyordu. Neyseki cevreden edindigimiz istihbarat sonunucunda, sansimiz yaver gitti de en durust, en makul ve en ucuz -evet en ucuz - olan ustaya kavusturdu bizi Allah .
****
Mehmet Usta bize ilk geldiginde, ev adim basi kutulardan dolayi adim atilacak halde degildi. Cunku onceki gun esyalarimiz Amerika'dan gelmis , evdeki mevcut esyalarla beraber kucuk kulecikler olusturacak sekilde ust uste durmaktaydi. Adamcagizin gozlerinden sanki hafif bir endise bulutu gecti oncelikle . Sonrasinda sakin sakin bize ne yapilmasi gerektigini anlatti. Sonucun basari orani icinse en durust aciklamayi o yapti yapti. Bende evin hanimi olarak kendisinden oyle ucuk kacik tonlarda renk talep etmedim acikcasi .
****
Boyamaya geldiklerinde de , bizim evin devam eden esya yogunlugu ile de sakince mucadele ettiler. Yardimcisi ile canla basla esyalari bir oraya bir buraya tasiyip isini yaptilar.Titizlikle mobilyalarin ayaklari altina patates koyarak yerleri cizilmekten korudular. Her yeri her seyi orttuler, kapattilar , bantladilar. Usta bir ara bana " abla cok esyan var " dedi o kadar.
Sonuc bizim icin oldukca memnuniyet verici. Simdilik oyle kalkan kabaran alan yok. Umarim hep boyle devam eder.
****
Istanbul icinde yasayan izleyenlere kendisinin telefonunu guvenle verebilirim. Ustamiz Anadolu yakasinda yasiyor ve is icin bizim tarafada kolayca gelebiliyor.

2 Kasım 2010 Salı

Mezuniyetimizin 25. Yili Kutlamalari

Hafta sonu sadece bir gun icin Aydin'a gittim. Cunku Aydin Cumhuriyet Kiz Lisesi'nden mezun olusumuzun 25. yilini kutlamak icin butun arkadaslarimiz bir araya geldik. Aslinde son 15 yildir neredeyse her yil yapilan bulusma , bu defa daha bir ozel. Sadece bizim devre olarak tabii ki . Ama sanmayin bu kutlama okul tarafindan organize edilmisti. Hayir, kocaman bir hayir... Bizim diger anli sanli okullar gibi ne bir mezunlar vakfimiz var, ne de bir dernegimiz . Ancak benim arkadaslarimin kocaman yurekleri var.
Bu ozel kutlamayi Aydin ve yakin cevresinde oturan arkadaslarimiz planladilar. Onca islerinden guclerinden fedakarlik yapip cok eglenceli ve anlamli bir organizasyona imza attilar. Diger illerden gelen arkadaslarimizin buyuk bir kismi evlerde misafir edildi. Isteyenler ise otelde kaldilar. Cuma sabahi baslayan buyuk bulusma , pazar aksamina kadar neseyle devam etti. Okulda ogretmenlerimiz ile bir araya gelme- malesef ben o kisma yetisemedim-, nostaljik meshur Bulvar turu, ve cumartesi gecesi de universitenin sosyal tesislerinde Cumhuriyet Liseliler Balosu. Aksam 20:00 de baslayan gercekten "yatakhane eglencelerimizin" samimiyetinde gece yarilarina kadar suren bir balo. Artik klasiklesen eski fotolardan olusturulmus slayt gosterisi hepimizi guldurdu. Bircogu bende olmayan fotolardan hazirlanmis. O yuzden benim icin cok eglenceliydi. Masum yuzler, kah 80 li yillarin "moda kiyafetleri" icinde pozlar, kah pijamalar ile yatakhanelerde , siralarda , bahcede her yerde. Duzenleyen arkadaslarimin kisisel arsivlerinden derledikleri fotolari . Gecede herkes gonlunce eglendi, hatta bir ara muzurluk olsun diye kiz kiza dans bile edildi !
Ertesi gunku Karacasu -Afrodisyas gezisi ise bulusmayi taclandiran super bir aktivite oldu. Malesef ben bu geziye de saglik nedenlerinden dolayi katilamadim, ama "hain " arkadaslar ballandira ballandira anlatiyor -batsin bu dunya- insani catlatiyorlar.
Buyuk bulusmamizin duygusal yankilari, fiziki yorgunluklari halen suruyor. Ben de dahil olmak uzere herkes evine yuzunde cocuk gulumsemesi ve en az 20 yas genc gitti. Yani ne diyeyim ? Elinize saglik Organizasyon komitesi !
Bir diger bulusma 2011 yilinin 19 Mayisinda , Antakya . Bakalim orada bizi ne gibi suprizler bekliyor. Duzenleyecek arkadaslarimiza simdiden kolay gelsin. Hey ! Kivanc! Darisi sizin de basiniza !