Eski bir reklam filminde Cem Yılmaz 'ın
dediği gibi ” Eğitim Şart ”.
*****
Bu satırları okuyan herkesin kendine göre eğitim hayatı olmuştur.
Hele bizim kuşak - işin ekonomik yanını saymazsak- genelde sıfır aile desteği ile
okullarını bitirmiş, meslek edinmiştir..
Ailemiz değil ödevlerimizde yardım etmek, ödevimizin olup olmadığını bile sormazlardı.
Ailemiz değil ödevlerimizde yardım etmek, ödevimizin olup olmadığını bile sormazlardı.
Aklımız erdiğince kendimiz çalışır, kapasitemizin elverdiği notları
alır, sınıflarımızı geçerdik. Zaten dışarıdan zorlama ile nasıl başarı elde edilebilir ki ?
Günümüzde, hemen her
kesimden anne ve babalar, dişlerinden tırnaklarından artan ne
varsa, çocuklarının eğitimine, geleceklerine harcıyorlar. Anaokuldan
itibaren çocuklarımız bizler tarafından, adeta eğitim maratonuna başlatılıyor. Hep
bir adım sonrasını düşünerek atılıyor adımlar.
Belli bir sınıfa gelene kadar genelde işler oldukça iyi gidiyor. Sınıflar
geçiliyor, yüzler gülüyor, herkes mutlu.
Bir yerden sonra , tehlike çanları çalmaya, işler değişmeye
başlıyor. Çünkü artık dersler yoğunlaştı düzenli çalışmak ,
sosyal aktivitelere zaman ayırabilmek için programlı olmak
gerek. O eski , sorumsuz ve sınırsızca oynamayı imkanlı kılan
rahat çocukluk günleri, geride kaldı...
Ama oyunsuz ve
eğlencenin olmadığı bir hayat düşünülebilir mi ?
Hele ki çocuklar için...Yaşı kaç olursa olsun çocuk oyun istiyor, çünkü ihtiyacı var
Hele ki çocuklar için...Yaşı kaç olursa olsun çocuk oyun istiyor, çünkü ihtiyacı var
İşte tam bu aşamada çocuk ve
anababa arasında sorunlar belirmeye başlıyor.
Çocuğumuzun başarısına destek
olmak isterken öyle yanlışlar yapıyoruz ki , ilişkiler
yıpranıyor, hepimiz ama en çok da çocuklarımız örseleniyoruz.
İşte tam da bu noktada, aileye başta anne ve babaya çok önemli bir iş
düşüyor. Çocukları ve kendileriyle
ilgili gerçeklerin bilincine varmak, ama nasıl ?
Çoğumuzun hayata ve insana dair konularda yazdığı kitaplardan , katıldığı seminerlerden tanıdığı değerli bilim adamı
Doğan Cüceloğlu'nun “BAŞARIYA GÖTÜREN AİLE “adıyla
ilk Mart 2006 da yayınlanmış bir kitabı bulunuyor. ( Remzi Kitabevi 15. Basım )
Yazarımız, anababaların bilincine
varmasını istediği gerçekleri özetle şöyle sıralıyor
.
sayfa 16-19
****
DEĞİŞTİRİLEMEYECEK GERÇEKLER
- Sınavların yapılması olgusunu değiştiremezsiniz.
- Üniversitelerin veya girilmek istenen diğer okulların kapasitesini değiştiremezsiniz.
- Sınav başarısı, sadece çocuğunuzun ne kadar uzun süre çalıştığına bağlı değildir.
- Baskı, çocuğunuzun verimli çalışmasını sağlamaz.
- Çocuğunuzun dünyaya bakış tarzı, temel kimliği ve alışkanlıkları doğduğundan beri oluşa gelmektedir; siz söylediniz veya siz istediğiniz diye hemen değişmez.
- Çocuğunuzun zihinsel yeteneğinin türü ve kapasitesi değişmez.
- Ailede önemli yeri olan büyükanne, büyükbaba,hala,teyze gibi, diğer fertlerin alışkanlıklarını hemen değiştiremezsiniz.
- Ailenin maddi durumu bir gerçektir.
- Çocuğunuzun arkadaşları, sosyal çevresi, onun yaşamının bir parçasıdır ve siz istediniz diye birdenbire değişmeyecektir.
PEKİ , NE YAPALIM ?
Bu temel gerçekleri değiştirmeye çalışmadan , bunların
çerçevesi içinde kalarak yapılabilecek çok şey var. Bu kitabın
amacı , çocuğu sınava hazırlanan anababaların farkında olması
gerekenleri söylemek ,onların, çocuklarının başarılarına
destek olacak anneleler ve babalar olmasına katkıda bulunmaktır.
*****
Hepimizin ihtiyacı olan da aşağı yukarı bunlar değil mi ? Ne
onlar örselensin ve mutsuz olsun ne de bizler...
2 yorum:
Hemen alip okumak istiyorum.
Tesekkurler :)
Dilek.
Çok yol gösterici bir kitap.,mutlaka faydalanacaksınız.
Nuriye
Yorum Gönder