13 Ağustos 2010 Cuma

RAMAZAN GELINCE !



Kalabalik ama lezzet dolu iftarlar, uykulu sahurlar baslar. Is dunyasi bile isleri yavaslatilir, mutfak dunyasi ise hizlandirir. En agiz sulandirici iftariyelikler, mis kokulu corbalar ve daha nice kallavi yemekler iftar sofralarinda yerini alir.
Herkes kendine gore haz alir ramazanin gelisinden. Oruc tutsa da, tutmasa da ... Hangi yasta olursak olalim, her birimizin vardir aclik-susuzluk bir o kadar da "gururla karisik mutluluk" iceren bir ramazan anisi.
"Sekiz dokuz yaslarindayim, kendime gore de cok ciddi orucluyum. Hava nasil sicak ve ben de cok acim. Tam da ogle yemegi vakti, muzip abim benim orucumu ciddiye almayip onumde bir tabak etli domatesli bamya yemegini yedi ve uzerine buz gibi suyunu icti. Nedense baska yere de gitmiyorum , ama orucumu ciddiye almamasina da fena halde icerleniyorum. Gurur meselesi yaptim orucumu da bozamiyorum, kucugum ama kefareti var diye korkuyorum . Ah neyse , unutamam o bamya yemeginin tabaktaki goruntusunu. Nasilda o kucucuk meshur "Bornova Bamyalari " zeytin yagi ve domatesle harmanlanip sari yesil bir renk almis. Lezzetleri ile kendisine eslik eden kusbasi kuzu eti ve bol sogan ile nasil koyun koyuna yatiyor keretalar..." Guzel gunlermis...!
Yas ilerleyince anlasiliyor ki ,aile buyukleri ile gecirilen ramazanin tadi baskaymis. Onlar daha cok verir hakkini Ramazanin . Bizim de payimiza da bu hayirli ayin huzurunu, keyfini ve lezzetini yasamak duser.

HEPIMIZE SAGLIKLA VE HUZURLA GECECEK BIR RAMAZAN DILERIM.


1 yorum:

yumy dedi ki...

mutlu bayramlar ve ellerinize sağlık