Hiçbir filmini izlemedim, ne yazık ki izleyemedim.
Hiçbir oyununu canlı canlı seyretmek kısmet olmadı.
Kendisiyle de tanışmam mümkün olamadı, sadece bir vesile ile aynı salonda bulundum , uzaktan da olsa bir defa gördüm.
Bir kere de elektronik posta aracılığı ile yazışmışlığımız var. Kendisinden blogum için röportaj isteğinde bulunmuştum. ( bakar mısınız, kendini Ayşe Arman mı zannettin Nuriye ? )
''Soruları gönderin ''dedi , gönderdim ama...
Kısmet değilmiş, demek istiyorum.
*****
Gülriz Sururi ile ''Kıldan İnce ,Kılıçtan Keskince '' kitabını okuyarak tanıştım.
19 yaşındayım , yazmış , evde çok sıkılıyor, çareyi Söke ilçe kütüphanesinden ödünç kitaplar alıp, adeta içercesine okumakta buluyorum.
31 yıl öncesi, henüz hayatın çok başındayım. Gülriz hanımın duygusal anlamda da , mesleki anlamda da müthiş zengin hayatını satır satır okuyorum.
*****
Henüz çok küçükken başlamış ailevi dramı. Annesizlik, babasızlık ve amcalarının destekleri.
Hayatını , ama, artarak güçlenen bir özgüvenle dopdolu yaşamış.
O yılların üzerine, bugüne kadar da neredeyse bir ömür daha yaşadı.
Her anlamda verimli , çok yönlü başarılı, muhteşem bir yaşamı oldu.
*****
Prensipleri, şıklığı ve zarifliği ile hepimizin saygı ve hayranlık duyduğu bir dünya insanı.
Hayatının her dönemini o günün şartlarında capcanlı yaşamış bir kadın.
Her yönüyle hayatını süslemiş, eksilmeyen bir coşku ile yaşamış.
Kitaplar yazmış, samimiyetle , zarafetle.
Nasıl akıcı bir dil , nasıl da gerçekçi, ayakları yere basan kitaplar.
Okuduğum ,sonrasında hiç unutmadığım tavsiyeleri.
Sanki karşısına almış benimle paylaşmış gibi , sadece benimle.
*****
Aklıma sık sık gelen mutfak tavsiyeleri, pratik diyet önerileri, misafir ağırlama ile ilgili süper tüyolar, daha neler neler.
Ya da , zamanında ne zorluklarla Engin Cezzar & Gülriz Sururi Tiyatrosunu kurmaları ve
devam ettirebilmek adına verdikleri mücadeleler.
Sanatsal rekabet ortamı , sosyal hayatı ve evliliği...
Daha sayısız şahane detay ...
*****
Kıldan İnce Kılıçtan Keskince isimli kitabında , hayatımda ilk defa bir Shakespeare sonesi gördüm. Sonnet 29.
O zamanki ben, Nuriye , ne çok etkilenmiştim.
*****
Merhum Talat S. Halman'ın çevirisiyle...
Düşünce insanların ve kaderin gözünden aforozlular gibi,
yapayalnız ağlarım: irkilir sağır gökler çığlıklarım yüzünden,
bahtıma lanet okur, yüreğimi dağlarım;
talihi yaver giden herkese gıpta eder, şu denli güzel olsam, dostlarım olsa derim;
şunda sanata , bunda dehaya içim gider, oysa solda sıfırdır yapmak istediklerim;
kendimden iğrenirken aklım sana doğrulup gönlüm kara dünyayı geride bırakır,
gün doğarken yükselen bir tarla kuşu olup cennet kapılarında kutsal ezgiler şakır;
öyle bir servettir ki sevgini anmak bile , sultanlarla yer değiş deseler de nafile.
*****
İstediği gibi yaşadı, anlamlı yaşadı, güzel yaşadı.
ONU ÖZLEYECEĞİM
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder